Kasım’da gidilecek yerler 

Kasım ayı geldi, havalar soğumaya başladı. Yakında kış mevsimi yüzünü göstermeye başlar.  Tabi, kış gelmeden bu havanın keyfini çıkarma adına kısa bir seyahat yapmak hem rahatlama adına bize iyi gelecek hem de güzel bir anı olacaktır. ‘Kasım ayında nereye gitmeli’ diye düşünenler için zaman ve bütçe sıkıntısına sokmayacak ama güzel vakit geçirilecek birkaç rota hazırladık. 

Anadolu’nun modern yüzü: Eskişehir 

Şehrin ortasından akan Porsuk nehri Eskişehir’e diğer Anadolu şehirlerinde olmayan bambaşka bir atmosfer sağlıyor. Nehrin kenarında dizili kafe ve restoranlar ile, heykellerle süslü yürüyüş alanları ile, tekne gezileri ile Eskişehir, farklı bir Anadolu şehri portresi çiziyor. Türkiye’nin büyük kentlerinden biri olan Eskişehir aynı zamanda İstanbul, Ankara ve Bursa’ya da oldukça yakın ve bu konumu ile kısa seyahat düşünenler açısından uygun noktalardan biri. 

Tarihi Hitit zamanına kadar giden Eskişehir asırlar boyu çok sayıda medeniyet ve kültürün etkisi ve kontrolü altında kalmış önemli kentlerden biri olmuştur. Cumhuriyet döneminde ise endüstri şehrine dönüşen Eskişehir, buna rağmen tarihi dokusunu korumayı başarmıştır. Bugün Odunpazarı olarak bilinen şehrin eski yerleşim alanı, camileri, müzeleri, Osmanlı konakları ile eski bir Anadolu şehri görünümünü devam ettiriyor. 

Midas’ın izinde Frig Vadisi

Şehir hayatından kaçıp doğa ve tarih ile başbaşa sakin zaman geçirmek isteyenler rotasını Frigya’ya çevirmeli muhakkak. Bugünkü isimleriyle Eskişehir-Afyon-Polatlı civarını kapsayan bölge kültürel olarak Frigya medeniyetinin en yoğunlaştığı alan oluyor. 

Eskişehir’e oldukça yakın noktadan başlayan tarihi eserleri, yazıtları, Frig kralı Midas’tan geriye kalanları takip ederek tarihe yolculuk yapabilirsiniz. Bu yolda size Frigya’nın eşsiz doğa görünümü ve temiz havası da yoldaşlık yapacaktır. Frigya ya da diğer ismiyle Frig Vadisi, içerisinde yürüyüş, bisiklet parkurları belirlenmiş Türkiye’nin önde gelen tarihi ve turistik rotalarından biridir. 

Sonbaharın tüm renkleri ile Yedigöller

Sonbahar denildiğinde akla ilk gelen yerlerden biri Bolu’da yer alan Yedigöller oluyor. İstanbul ve Ankara’ya oldukça yakın konumu Yedigöller’i huzur dolu tatil arayanlar için vazgeçilmez noktalardan biri haline getiriyor. 

Heyelan sonucu oluşan gölleri orman içinde birer nazar boncuğu gibi duruyor, sizi tablo gibi bir manzaraya dahil ediyor Yedigöller. Güzün binbir tonunu bulabileceğiniz böyle bir doğal ortam hepimizin hayatına nefes olacağı kesin. Kasım’da Yedigöller ziyareti ideal planlardan biri olacaktır. 

Akçaabat’ın tarihi sokaklarında Karadeniz seyri

Doğu Karadeniz’in yemyeşil doğasının içerisinde eski evlerle, mabetlerle çevrili sokaklarda dolaşmaya ne dersiniz? Akçaabat’ın Ortamahalle semti Karadeniz’e tepeden bakan evleri ile yakın tarihe kısa bir yolculuğa çıkarıyor. Semtin deniz gören sokakları, bahçeli evlerin duvarlarında yer alan rengarenk çiçeklerle şenleniyor. 

Trabzon şehrine oldukça yakın mesafede olan Akçaabat’ın eski merkezi Ortamahalle’deki gezintiden sonra ise günü sahilde, meşhur Akçaabat köftesi yiyerek sonlandırmak bu semti damağınızda da unutulmaz yapacaktır. 

İki bin yıllık Titus tünelinde yürüyüş

Türkiye coğrafyası büyük bir alan. Mevsim geçişlerinde de gidilecek coğrafyaya göre sıcaklıklar oldukça değişiyor. Bu kez rotamızı daha sıcak bir noktaya, Türkiye’nin en güney ucu Hatay’ın Samandağ ilçesine çeviriyoruz. Burada yer alan Çevlik, kilometrelerce uzanan geniş kumsalın kuzey ucunda sakin, huzurlu ve manzarası güzel bir köy. 

Tarihi Roma dönemi öncesine uzanan Seleucia Piera isimli eski bir şehrin temelleri üzerine devam eden Çevlik, doğa yürüyüşü sevenler için tercih edilen noktalardan biri. Roma İmparatoru Titus tarafından bitirilen Titus tünelinde, eski kalıntılar ile dolu alanda, dar koridor gibi oyulmuş görkemli tepelerin arasında yapacağınız bu yürüyüşü unutamayacaksınız. 

Labirent şehir Mardin

Mardin, kendine has mimarisi ve manzarası olan ender şehirlerden biridir. Yüksekçe bir tepenin üzerinde daracık sokakları ile labirent misali uzanmış eski Mardin ayrıca unutulmaz bir Mezopotamya manzarası sunuyor. Geceleri, karanlık bir denizi andıran uçsuz bucaksız ova; ovada kurulu köyler de engin denizde yer alan birer gemi gibi.

Mardin, dar sokaklarına konmuş, kiliseleri, camileri, konakları, pazarları, medreseleri ile hala yaşayan eski bir şehir. Yolu buraya düşen kendisini Ortaçağ’da bir seyahatte sanabilir. Bu şehir unutulmaz bir sahne olarak zihnimizde hep yer edinecektir.  

Osmanlı kenti Kula

Ege bölgesinde yer alan Kula kenti, eski evleri ve renkli sokakları ile son yıllarda turizmde önemi artan şehirlerden biri olmaya başlamıştır. Özünde tipik bir Osmanlı kent dokusuna sahip Kula, bu görünümünü Anadolu’da bugüne kadar koruyabilen ender yerleşimlerden biridir. Sadece mimari dokusuyla değil, Kapadokya’nın Peri Bacalarını andıran ve Kula Peri Bacaları olarak bilinen doğal oluşumları ile de doğa severlerin ilgisini çekiyor. 

Manisa’ya bağlı olan Kula, İzmir-Ankara yolu üzerinde olması ile ulaşım açısından kolay bir noktada yer alıyor. 

Kasım’da termal tatilinin adresi: Sındırgı

Soğumaya başlayan havalarda sıcak bir tatil düşünceniz varsa ve kendinizi termal otellerin şifa dolu sıcacık sularına bırakmak istiyorsanız eğer, rotayı kaplıca bölgelerine yönlendirmeye ne dersiniz?

Kasım ayında, sonbaharın tüm renklerinin seyri ile termal keyfi için Balıkesir’in Sındırgı ilçesi iyi bir adres olacaktır. Obam Termal Resort Otel ve SPA’nın açık termal havuzunda sıcacık bir Kasım ayı hatıralarınızda unutulmaz bir yer edinecektir. Balıkesir ve Sındırgı yöresi, İstanbul, Bursa ve İzmir arasında yer alan konumu ile cazip noktalardan biri. Bu açıdan, ailenizle geçireceğiniz doğa ile içiçe huzur dolu termal tatili Sındırgı iyi bir tercih olacaktır.